Şehirlerarası bir otobüste M. ile karşılaşıyoruz. Yanında sevgilisi var, ama sevgilisi ben olmak istiyorum. Uzun konuşmalardan ve M'nin bavulunu karıştırmalardan sonra M'nin okuldan, gerçekten sevdiği, başka bir sevgilisinin daha olduğu ortaya çıkıyor. Kız onu terk ediyor, başka sevgili benim umrumda değil; nitekim benim de başka bir sevgilim var. M'nin kucağına yatıyorum, öpüşüyoruz, bazen de eski sevgililerimizden konuşuyoruz. Konu bir şekilde Ö'ye geliyor, ben Ö. ile hala dost olduğumuzu söylüyorum, M. buna anlam veremiyor çünkü Ö. ve U. birlikte. Ben de U'yu daha önce hiç tanımadığımı, bu yüzden Ö. ile arkadaşlığımızın bu nedenle bozulmayacağını; hatta geçen günlerden birinde Ö. ile üç boyutlu Star Wars izlemeye gittiğimizi söylüyorum (başka bir rüyamda olmuştu). M. de birlikte gitmeyi teklif ediyor. Evlere dağılıyoruz, internetten konuşurken onu aramamı istiyor, bir süre Vodafone'dan bahsettikten sonra. Ben arıyorum, telefonu açınca "Aslında sesim seksi değildir. İyi geliyor mu oraya?" diyor. Ben de "Oldukça iyi." diyorum seksi bir sesle.
Sahne değişiyor. Sinemaya gidiyoruz. M, Vodafone, doktorlar ve öpüşmeyi aynı cümlede kullanarak kafamı karıştırıyor. Ben aslında sinema bileti almamıza gerek olmadığını çünkü içeride kontrol etmediklerini söylüyorum, içeri girip kola bardaklarımızı en arka sıranın yanına koyuyoruz ve insanları biraz rahatsız ederek arkadaki boş koltuklardan birine geçiyoruz, el ele. Ekrandakinin dördüncü film olduğunu görüp kikirdiyoruz, Harrison Ford bize gülüyor. Ben gözlüklerimin olmadığını fark ediyorum, M. bana gözlük uzatıyor ve şöyle diyor: "Yandakilerden aldım, onlar konuşmaya gelmişler zaten. Filmi izlemeyeceklermiş.". Sevinip gözlüklerimi takıyorum. Gözlüklü insanların üç boyutlu gözlüğü netleme çilesini yaşarken uyandım.