Bütün aile, daha önce gitmediğim bir evde birlikteyiz. O da var, yeni saçlarıyla. Hoş geldin deyip yanağından öpüyorum. Sonra dayanamayıp bir daha öpüyorum. M. içeride sürekli uyuyor. Kapımızın önünde yavru bir kaplan bekliyor. Yeni doğmuş küçük kuzenim inanılmaz zeki, daha önce öğrenmediği pop şarkılarını söyleyebiliyor, bana ne kadar benzediğini düşünüyorum. M. sonunda uyandığında, yan evde oynanan bir oyuna katılacağını söylüyor, benim de gelmemi istiyor. Peki, diyorum. Evden çıkıyorum, yan kapının önünde beklemeye başlıyorum, insanlar koşarak gelip merdivende sıra kapmaya çalışıyorlar. Adam kapıyı açmıyor, bana yenileri istemediklerini söylüyor kapının arkasından, çünkü yeniler güzel olmuyormuş. Ben güzel olduğumu, bana "kal" veya "git" demesi gerektiğini, aramızda kırgınlık olmayacağını söylüyorum. Bu tribim işe yaramış olacak ki kapıyı açıyor. Montlarımızı alıyorlar. Oyun başlıyor. Bizim takım oyunu kaybedecekken ben iyi bir hamle yapıp kazanmamızı sağlıyorum. Ödül olarak da Adam'la yaşamak istediğimi söylüyorum. İçeri gidiyoruz. Adam bana zengin iç çamaşırı koleksiyonunu gösteriyor. Heyecanlanmak istiyorum ama hepsi naylon ve sağlıksız. Birini bana giydiriyor. Gitmek istiyorum, koşarak evden çıkıyorum. Küçük kuzenimin kalemlerinin hepsini alıp almadığımı düşünürken uyandım.