B. ile bildiğim bir yolda yürüyoruz. Hava kapalı, etrafta çok insan yok. B., sol tarafındaki ağaçların arasında tüylü bir şey görüp ona ilerlemeye başlıyor. Ona oraya gitmemesini çünkü o tüylü şeyin bir ayı yavrusu olduğunu söylüyorum. Yavru doğrulup dişlerini gösteriyor. Koşmaya başlıyoruz. Arkamızdan geliyor. Annesinin de fazla uzakta olmayacağını düşünüyorum. O sırada o da hevesle bize katılıyor. B.'ye karşıdaki binaya girmemiz gerektiğini söylüyorum. Kapıdan içeri girmeden hemen önce B. düşüyor, bu yüzden kapıyı kapatıp kilitlemek için yeterince zamanımız kalmıyor. Yavru hemen arkamızda. Asansöre yöneliyoruz, asansör birinci katta, çağırma düğmesine bastığımız anda ikinci kata çıkmaya başlıyor. Yavru ayının nefesini ensemde hissediyorum. Merdivenlere yöneliyoruz. B., A.'ya dönüşüyor. Dönerek merdivenleri çıkmaya başlıyoruz. Hesaplarıma göre tam dört kat sonra güvendeyiz. Üçüncü kata gelmek üzereyken arkamızda seni görüyorum. Sana binada ayı olduğunu söylüyorum. Bana cevap vermiyorsun. Dördüncü kattaki, hızlıca dolmaya başlayan terasta kendimize üç kişilik bir masa bulup oturuyoruz. Benimle konuşmuyorsun, A.'yla havadan sudan konuşuyorsun. Derken içinde olduğumuz vapur(?) hareket ediyor, sen geride, iskelede kalıyorsun. Bunu benden uzaklaşmak için yaptığını düşünüyorum. Gördüğüm son şey başını ellerinin arasına gömdüğün. İçinde sen olan rüyaları çok hızlı unuttuğumu düşünürken uyandım.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder