Elimden tutup beni bana uzun zamandır göstermek istediğin bir şeyin olduğu o kapının arkasına sürüklüyorsun. Gördüğüm şey inanılmaz mavilikte üstü kapalı bir deniz. Dönüp sana bakıyorum, seni elinden tutup inanılmaz mavilikteki üstü kapalı denize sürüklüyorum. Gelmeyeceğini, istiyorsam benim yüzebileceğimi söylüyorsun. Bir çıkıntıya dayanıp beni izlemeye başlıyorsun. Elli metre ötedeki tahta duvardan içeri güneş ışığı sızıyor. Ne tarafa yüzeceğimi şaşırıyorum. Üzerimdeki elbise hareketlerimi kısıtlıyor. Çıkıp yanına gelmeye karar veriyorum. Arkada bildiğim bir müzik çalıyor. Benimle dans etmek isteyip istemediğini soruyorum. İstiyorsun. Seni çok özlediğimi söylüyorum. Buraya gelecekten geldiğini, şimdi birlikte olmaya karar verirsek on ay sonra ayrılacağımızı söylüyorsun. Umrumda değil. Seni çok özlediğimi söylüyorum. Ayrılışımızın gerçekten kötü olacağını, bittikten sonra beni bir daha asla görmek istemeyeceğini söylüyorsun. Seni çok özlediğimi düşünüyorum. Beni görmek istemen ile benim olman arasında seçim yapmaya çalışırken uyandım.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder